Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Abdullah Sevimçok Yükseliş mahallesi esnaflarından Terzi İbrahim Özdemir’i ziyaret ederek kendisiyle mesleğin şu anki durumu ve geleceği hakkında görüşerek fikir alışverişinde bulundu. Kendisinin yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir Yükseliş Mahallesi’nde terzi esnafı olarak hizmet verdiğini belirten Özdemir en büyük sıkıntılarının meslekte alttan eleman yetişmediğinden dolayı yeni ustaların yetişmemesi olduğunu söyledi. Özdemir, “Bizim en büyük sıkıntımız, meslekte alttan yeni elemanların yetişmemesidir. Her sektörde olduğu gibi bu meslekte de geriden gelen personel yok ve yeni ustalar yetişmiyor. Şu an bu meslekteki ustaların birçoğu emekli olmuş ama hala bu mesleği devam ettiren kişiler. Artık kimse çocuklarını bir meslek öğrenmeleri adına bizlerin yanına çırak olarak göndermiyor. Zaten yeni yetişen neslin de bu mesleğe karşı hiç ilgi ve alakası yok. Durum böyle olunca da çalıştırıp meslek öğretebileceğimiz kimseyi bulamıyoruz. Ağaç yaşken eğilir diye atalarımız boşuna söylememişler. Küçük yaşlarda çıraklıktan bir ustanın yanında pişmemiş bir gence sonradan bir şey öğretemezsiniz.” dedi.
AESOB Başkanı Abdullah Sevimçok da birçok meslekte eleman sıkıntısının yaşandığını ve her işin bir vaktinin bir zamanının olması gibi bir meslek öğrenebilmenin de zamanının olduğunu belirterek 5-10 yıl sonra pek çok meslekte çok ciddi personel sıkıntısının yaşanacağını söyledi. Sevimçok, “Pastacılıkta, kasaplıkta, lokantacılıkta, terzilikte ve hatta kaynakçılıkta geriden çırak yetişmediğinden dolayı çok ciddi eleman sıkıntısı var. Bakın bugün sanayide 1.500 TL maaşla kaynakçı bulamıyorlar. Yetişmiş eleman yok. Şu an birçok meslekteki ustalar mesleklerinin son ustaları. Terzilik aslında ölmez bir meslek ve her dönem mutlaka bir iş yapar. Gerek daraltma, gerek pantolon paçası ve tadilatlar, özel kıyafet dikimleri falan derken bir şekilde iş bulur terzi. Fakat yanında yetiştireceği ve kendisinden sonra bu mesleği devam ettireceği kişiyi bulamazsa bu durum hiçbir işe yaramaz. Bu yüzden ailelerin çocuklarını erken yaşlarda bazı mesleklere yönlendirmeleri gerekiyor. Devletinde tabii ki bununla ilgili olarak bir takım düzenlemelere gitmesi lazım. Örneğin Çıraklık Eğitimlerde ustalık belgeleri 6 yılda veriliyor. Zorunlu eğitimin ardından 18-19 yaşına gelmiş kişiler meslek eğitim okullarına gitse hadi diyelim askerliği de saymayalım 6 yılda da ustalık belgesi alsa geldi 25 yaşına. 25 yaşına gelmiş bir adama sen terziliği nasıl öğretebilirsin ki? Hadi diyelim öğrense dahi ne zamana kadar yapacak? Bir futbolcu bile 10 yıl adam gibi futbol oynayabiliyor. 20 yaşında keşfediliyor ve ancak 30 yaşına kadar doğru dürüst futbol oynayabiliyor. Sonra performans düşmeye ve gerilemeye başlıyor. Bizim mesleklerde böyle ve bizim meslekler çok daha hassaslar. Misal 50 yaşına gelmiş bir esnaf nasıl eli titremeden berberlik yapacak, ya da bir terzi ipliği iğne deliğinden nasıl geçirecek? Belli bir yaştan sonra hepimizde fizyolojik değişiklikler başlıyor ve refleksler zayıflıyor. Bu yüzden her işin bir zamanı ve yapılabilecek belirli dönemleri var” diye konuştu.